26 Temmuz 2020 Pazar

Pietro Canonica Uşak Kent Tarihi Müzesinde

Mehmet Varış




Pietro Canonica Kimdir?

İtalyan heykel sanatkârı Pietro Canonica; 1869 yılı 1 Martında kuzey İtalya’da Torino’da dünyaya geldi. Heykel sanatını Torino’da Academia Albertina’da Tabacchi ve Gamba gibi hocaların yanında yetişerek öğrenmiş, Torino’da ve Milano’da 1890 ve 1891’de düzenlenen Sanat sergilerine mermer ve bronz heykeller ile katılmıştır. Eserleri hakkındaki listeden öğrenildiğine göre, ilk olarak 1885 yılında her biri ikişer metre boyunda üç heykeli Villanova Mondavi’de San Lorenzo kilisesine konulduğunda on altı yaşında bulunuyordu.

Pietro Canonica Eserleri ve Sanatı

Canonica;Rusya,Vatikan,İtalya,Romanya…vs devletlerde devlet başkanlarına heykeller yaparak büyük bir şöhret kazanmıştı. St. Petersburg’da ki Çar II. Alexander heykelini, Bağdat’ta ki Irak Kralı Faysal heykelini, Caracas’ta ki Güney Amerika’nın bağımsızlık kahramanı Simon Bolivar’ın heykelini, Buenos Aires’te ki Arjantin Başkanı Alcorta’nın heykelini ve Bükreş’teki Romanya Kralı Michele Antonescu’nun heykelini yapmıştır. Pek çok aristokratın ve İngiliz Kraliyet ailesi mensuplarının heykellerini yapan sanatçı; büstler, heykeller yapmak üzere Avrupa’ nın hemen hemen tüm saraylarından davet aldı.Canonica; heykel sanatında yeni klâsikçilik akımın etkisinde insan psikolojisi üzerindeki derin hakimiyetini büyük bir incelikle bağdaştıran eserleriyle tanınmıştı. Özellikle atlı heykellerdeki ustalığı ona ün getirdi.

Atatürk İnkılabının Propaganda Aracı; Anıt Heykeller

Kanuni’nin Sadrazamı Pargalı İbrahim’in heykel merakı ve Sultan Abdülâziz’in küçücük bir heykelini yaptırması istisna tutulursa, Osmanlı’da heykel geleneği yoktur.Cumhuriyet Dönemi’nin ilk heykeli, 30 Ağustos 1924’te bizzat Mustafa Kemal tarafından açılan Dumlupınar’da ki sembolik Mehmetçik anıtıdır. Mimar Kadir ve taşçı ustası Hikmet’in eseri olan anıt, bir hayli başarılı olmasına rağmen, Cumhuriyet’in heykel sanatı yabancı sanatçılara havale edilecektir.
Mustafa Kemal, 22 Ocak 1923’ te Bursa’da Şark Sineması’nda yaptığı konuşmada; İslâmiyet’te ki heykel yasağının puta tapıcılığa dönme korkusundan kaynaklandığını belirterek “Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin icab ettirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin tarîk-i terakkîde (ilerleme yolunda) yeri yoktur. Halbuki bizim milletimiz, esvaf-ı hakikiyesiyle (hakiki nitelikleriyle) mütemeddin (medeni) ve müterakki (ileri) olmaya layıktır ve olacaktır” demişti.
Türkiye’de Atatürk heykellerinden hoşlanmayan ve itiraz eden bir kesim her zaman mevcut oldu.İdeoloji esas olduğu için estetik kaygılar ikinci plana atılmışsa da son yıllarda ortaya öylesine korkunç heykeller çıkmıştır ki, büyüklerimiz Atatürk heykellerini, Türk Standartlar Enstitüsü’nün 23 Mart 2004 tarih ve TS 13074 numaralı kararı ile standarda bağlama ihtiyacı duyuldu.

Anıt Heykellere Muhalefet

Yabancı heykeltıraşların ülkeyi heykellerle donattığı günlerde, Ahmet Haşim şöyle itiraz edecektir:
Eğer milli heykel sanatçımız yok diyorsak, büyük anıt ve heykel dikilecek yerde, bugün için bir mermer kütlesi ya da bir külçe bronz koyalım ve altına ‘Türk sanatçısı yetişinceye kadar’ diye yazalım”
Şair Nazım Hikmet 1940’lı yıllarda sürgünde yazdığı Memleketimden İnsan Manzaraları adlı epik şiirinde, heykelleriyle birlikte modern şehrin, tren garından şehre götürülen bir grup mahkum üzerinde yarattığı etkiyi etkileyici bir dille anlatır:
Şehir ile bozkırın kavgasına bak
Yığın yığın
kat kat mermer
beton ve asfalt
Ve heykel
ve heykel
ve heykel,
insan yok fakat…

Pietro Canonica’nın Türkiye Günleri

Türkiye Cumhuriyeti Hariciye Vekaleti 1926 yılında Uluslararası düzeyde bir Heykel yarışması daha düzenleyecek ve İtalyan Heykeltraş Prof. Pietro Canonica kazanacaktır.
Türkiye’de ilk Atatürk heykeli, cumhuriyetin ilanından sadece üç sene sonra Ankara’da İngiltere ile Musul meselesi tartışılırken, İstanbul’da, Sarayburnu’na, yani Topkapı Sarayı’nın hemen altına İstanbul Belediyesi tarafından 1925 yılında uluslararası bir heykel yarışmasını kazanan Avustralyalı heykeltıraş Heinrich Kripel’e yaptırılarak 3 Ekim 1926’da dikilmişti.
Atatürk ve Kurucu elitin inkılap sürecinde resmî ideolojiyi yaygınlaştırmada Atatürk heykellerine büyük önem verildiği görülmektedir.Cumhuriyet döneminde ilk yıllarında yapılan anıt heykelleri bir yandan modern şehircilik anlayışının gereği öte yandan devlet ideolojisinin hakimiyet sembolü olarak görülür.O dönemin Anıt heykel merakının arkasında; yeni devletin siyasal güç ve varlığını görsel olarak sunmak bu yolla da toplumun devlete karşı güven ve inancını pekiştirmek amacı bulunuyordu.  

Pietro Canonica İtalya Ajanı mı?

Sevr antlaşması sonrası paylaşılan Anadolu’ya göz diken İtalya ile Kurtuluş savaşı sonrası ilişkiler yumuşamaya başlamıştı. Yeni dönemin enerjik, idealist fakat bir o kadar da hâyâlperest lideri olarak ön plana çıkan Benito Mussolini’nin, Türkiye coğrafyasına dönük siyaseti nedeniyle, iki ülke ilişkileri bir türlü istenen düzeye gelmedi. Türkiye için en büyük tehdit olarak kabul edilen İtalya ile ilişkiler Atatürk döneminde hep mesafeli ve kuşkulu bir tavırla sürdürüldü.
Dul eşi tarafından Prof. Pietro Canonica’ nın eşyaları arasında bulduğu mektup içeriği itibariyle Türkiye ile ilgilidir. Bu mektup, Canonica tarafından İtalya’ nın faşist diktatörü Mussolini’ye yazılmıştır. Canonica, Mussolini ile yazışmalarından anlaşıldığı kadarıyla Türkiye’ye bir heykeltıraştan ziyade bir raportör bir ajan olarak gelmiş gibidir .

Pietro Canonica’nın Türkiye’de ki Eserleri

Türkiye Cumhuriyeti Hariciye Vekaleti’ nin 1926 yılında Uluslararası düzeyde bir Heykel yarışması açmasıyla İstanbul’ a gelen sanatkar Canonica; Yarışmayı kazandıktan sonra Atatürk ile tanışmış ve ilk deneme olmak üzere bir büstünü yapmıştır.
 Pietro Canonica’nın Ankara’daki iki Atatürk heykelinin ödemesi Maarif Vekâleti tarafından yapıldı. Güven Anıtı’nı ise ülkenin vilayetleri finanse etti. Ankara’nın katkı payı 29.000 Türk Lirası’ydı, ki bu miktar 1934’de belediye bütçesinin % 12’sini oluşturuyordu. 



Türkiye’de eser veren İtalyan sanatkârların sonuncusu Pietro Canonica; Uşak Cumhuriyet Meydanına dikilen Atatürk Büstü, İstanbul’da Taksim Meydanında yer alan Cumhuriyet heykeli ,İzmir Konak Meydanında ki Atatürk Anıtı, Ankara Etnoğrafya Müzesi ve Sıhhıye Meydanında ki Atatürk heykellleriyle bir döneme damgasını vurdu. En iddialı eseri Taksim Meydanı ortasında yapılan Cumhuriyet Anıtıdır. O heykeltraş ki; heykel sanatına yabancı olan Türk çevresinde yarattığı eserler, bu sanat türünün sevilmesine, anlaşılmasına yardımcı olmuştur.

Roma Pietro Canonica Müzesi



Pietro Canonica Müzesi
Museo Pietro Canonica
Pietro Canonica; ömrünün son günlerini geçirdiği Roma’nın ihtişamlı Pincio Parkı’nda Villa Borghese yakınında bulunan “La Fortezzuola” ismini verdikleri tarihi villa “ Museo Pietro Canonica a Villa Borghese/Villa Borges Pietro Canonica Müzesi olarak düzenlenmiş. Bu müzede Türkiye’deki eserleri için yapılan taslaklar önemli bir yer tutar. Sanatçı, Roma şehrinin izniyle Villa Borghese Parkı’ nın içindeki tarihi bir yapıyı ev ve stüdyo olarak kullanma ayrıcalığını elde etmiş ve hayatının sonuna kadar orada yaşamıştı. Evini kendisinin, o dönemin ve içinde bulunduğu sosyal çevrenin ruhunu yansıtacak şekilde döşedi. Ölümünden sonra evi, müze haline geldi. O heykeltraş ki; İtalyan Cumhurbaşkanı Einaudi, onu “sanat sahasında gösterdiği büyük başarılar ile vatanına yaptığı hizmetten dolayı”, ömür boyu senatörlüğe ( per avere illustrato la Patria con altissimi meriti nelcampo dell arte ) atanmıştır.

Pietro Canonica’nın Uşak Şehrine yaptığı Tunç Atatürk Büstü

Pietro Canonica’nın Uşak Şehrine yaptığı Tunç Atatürk Büstü;Uşak Kent Tarihi Müzesi’nde kuruluş tarihi olan 1 Eylül 2013 ten beri sergilenmektedir.
Bu büst Cumhuriyetin ilk yıllarında 1929 yılında Uşak belediye başkanı olan Haşim Tekin Bulkaz zamanında Uşak kazası kent meydanı olarak kullanılan Cumhuriyet Meydanına dikilmiş.
Türkiye’de 1920’li ve 1930’lı yıllarda heykel siparişleri ağırlıklı olarak belediyeler ve üst merciler ya da (büyük kentler durumunda) vilayetler tarafından veriliyordu. 
 Uşak Cumhuriyet Meydanında Havuzlu Parkın yakınlarında bulunan Atatürk büstünün önünde 1929 yılından 1965 lere kadar milli bayramlarımız kutlanmış,törenlere katılan okulların ve kuruluşların çelenkleri büstün kaidesi önüne konulmuştur.
Bu büstün yapıldığı dönemi Uşaklı Yazar Ali Rıza Oktay”Bir Ömür Böyle Geçti” isimli anılarında şöyle anlatıyor ; 
“Uşak Belediyesi 1928-1929 yıllarında çarşı içinde küçük bir alanda Atatürk’ün bir büstünü dikecekti.Kaidenin etrafını Kütahya çinileriyle süsleyeceklerdi.Belediye reisinden orta kısmını bana ayırmalarını istedim ve bu taslağı gösterdim.Memnuniyetle kabul ettiler.Ölçüye göre Ata’nın Kocatepe’de ki sonradan meşhur olan düşünceli ve elinde sigara ile kabartmasını yaptım.Üst kısmına da muzaffer Türk bayrağını koydum.Evvela çamurla işlenmiş ve sonra alçı ile dökülmüştür.1955 yılında hala orada duruyordu.” 
Ali Rıza Oktay”Bir Ömür Böyle Geçti”

Uşak Valiliği Önüne Yeni Atatürk Heykeli

Pietro Canonica imzalı Atatürk Büstü, 1956 yılında yapılan Valilik binası önüne “Atatürk Heykeli”yapılması ile Uşak Cumhuriyet Meydanında 1970 li yıllara kadar muhafaza edilir.


Heykeltraş Gürdal Duyar'ın 1965 yılında yaptığı eser


Uşak Belediyesi 1970’li yıllarda Cumhuriyet meydanını yeniden tanzim ederken büstü de kaldırır.Büste Gazi Kemal ilkokulu talip olur ve okul bahçesine konulur.Uzun yıllar okul bahçesindeki törenler bu büstün önünde yapılır.Daha sonra bir öğrenci velisi yüzbaşı okul müdürüne daha büyük bir büstün konulmasını teklif eder .Altın sarısı renkteki yeni büst kaideki yerini alırken eski büst de okulda kullanılmayan bir merdiven altına konulur ve unutulur.

Canonica ‘nın Atatürk Büstü Uşak Kent Tarihi Müzesinde

2013 yılında 1 Eylül tarihinde Uşak Kent Tarihi müzesi açılır.Müze açılışı sırasında çalışan araştırmacı öğretmen Yaşar Kayacık müze görevlilerinden Haydar Doğan’a mutlaka müzeye konulması gereken Canonica’nın büstünden söz eder.  
Haydar Doğan ‘a basın dahil kendi adından hiç bahsetmeden belediye ve Milli Eğitim Müdürlüğünde teşebbüslerde bulunmasını ister.Bu bürokratik işlemler yapıldıktan sonra büstün kent müzesine konulması için gerekli işlemler yapılır.
Büst Gazi Kemal Okulu’ndan alınarak bir heyet tarafından temizlenir.Gazi Okulundayken boyanmış olan yüzeyi dikkatle kazınır ve büst Bronz olarak ve yan tarafında Canonica yazısıyla ortaya çıkmış olur,müzede hazırlanan yere konur.

Mehmet Varış / Yazar

Mhmtvrs.net sitesinde yönetici.

0 yorum:

Yorum Gönder

Copright Uşak Paylaşıyor 2018, Blogger Templates Designed By Templateism | Distributed By Gooyaabi Templates